26 Temmuz 2013 Cuma

Her Şey Bir Hayalle Başladı Ve Öyle Devam Edecek.....(2)

.....Aman Allahım... Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Elinin sıcaklığı içimi bir fırına çevirmişti. Başım dönmeye başladı. Ve sonra bana baktı. Fırsat bu fırsat deyip cesaretimi toplayıp onun dudaklarından öptüm. Evet ilk defa bir erkeği öpüyordum. Bu  temasın bana hissettikleri inanılmazdı. Belki de bütün bunların hepsi rüyaydı. Kendimi artık bir boşlukta hissediyordum ki bir itekleme beni kendime getirmeyi başardı. Canın yüzünde öyle bir öfke vardı ki... Öfke ile büyük bir şaşkınlık. BEN NE YAPTIM!! Ne diyeceğime bilemedim. Koşa koşa sinema salonundan ayrıldım. Soluğu tuvalette aldım. Ağlıyordum. Aslında buna ağlamak denemezdi. Olayın vermiş olduğu pişmanlığın bir tür kusma eylemi. Durduramıyordum kendimi. Ben hangi akla hizmet onu öptüm ki ? Yüzümü yıkayarak doğru dışarı çıktım. İçimden bir ses arkama bakmamı söyledi. Tıpkı filmlerde olduğu gibi. Arkama baktım ve Can'ı gördüm. Beni arıyordu ki en sonunda ben ona bakarken gördü. Sanki zaman durmuştu. Hiçbir şey yapmıyor sadece durmuş bana bakıyordu. Gözlerini okumaya çalışıyordum ama hiçbir şey yoktu. İçi boştu. Benim gibi...
Daha fazla dayanamadım ve koşarak yoluma devam ettim. Ağlayarak. Aklımda Rihanna'nın What Now şarkısının melodisi çalıyordu.

O'nu buldum, hayatımı değiştirdi
 Ama değişen ben miydim
Ve o sadece doğru zamanda gelen kişi miydi?
Aşık olmam gerekiyordu
Ama ben değilim 

...

Şimdi ne olacak? Bir türlü anlamıyorum
Şimdi ne olacak? Sanırım birazcık bekleyeceğim
Şimdi ne olacak? Lütfen söyle
Şimdi ne olacak?

Evet. Şimdi ne olacak ? Ne yapacağım ya da ne yapmam gerek ? Eve gidip bir daha evden çıkmamam mı ? Tüm hayatımı derin bir karanlığa mı bırakmak? Yoksa eve gidip bütün antidepresanları içip intihar etmek mi ? Yoksa hiçbiri mi ? Hayatım tamamiyle kabusa dönüşmüştü. Ne yapacağımı ya da nereye gideceğimi bilemiyordum. Nasıl bir kuvvet ve istekse ayaklarım beni eve kadar götürdü. Evdekilerin hiçbirine tek bir kelime etmeden odama girdim. Şimdi ne olacak?

Saat gece ona geliyordu. Günlerden perşembeydi. Canla dershanede görüşmek için sadece bir günüm kalmıştı. Acaba o zamana kadar bir çözüm bulabilecek miydim ? Hiç zannetmiyordum. Belki de yapılabilecek en iyi şey kendimi öldürmekti. Gideceğim yer cehennem olsa bile gelecekteki yaşayacağım acıları dışlamaları kavgaları yaşamıyacaktım. Acaba şu anda o ne yapıyor diye düşünürken Can'ın profiline girdim. Açık değildi. Belki de diğer eşcinseller gibi dışlanmalıydım. Normal bir erkeğin erkeklik gururunu mu çizmiştim ? Bunun sonucu sanırım hiç de iyi olmayacak hissine kapıldım. Ama tek bildiğim şey vardı. Evet ben bir eşcinseldim.Ve yanlış kişiye aşık olmuştum.

Saat gece yarısına yaklaşıyordu. Bu kadar ağlamak beni biraz olsun rahatlatmıştı. Şimdi aklıma geliyor da sanırım kendimi en rahat hissettiğim yer yatağımdı. Belkide en gerçek dostlarım. Ne kadar yastığımın üstünde ağlasam da hiç umursamıyordu. Aynı yatağım gibi. Üzerinde ne kadar tepinsem sinir yumruklarımı üstünde kullansam tepki yoktu. Yorganım beni iyi ve kötü her günümde sarpa sarmış ısıtmış beni güvende hissetmemi sağlamıştı. Halime bak ya!!!  Resmen saçmalıyorum. Ama şundan emindim: 'Biz böyle bir bütündük.'

00.00' a sadece iki dakika kalmıştı. Bugün benim doğum günümdü. En kötü doğum günüm aynı zamanda en kötü günüm. Keşke bugünü hiç yaşamasaydım. Herşey rüya olsaydı diye düşündüm. Ama maalesef gerçekti. Gerçekler maalesef çok acı. Evet bugün benim doğum günümdü ve ben daha hiçbir dilekte bulunmamıştım. Dileğim 'Bu olaylar karşısında en az zararla kurtulmak. Ve kabustan uyanmak' Acaba yanlış bir dilekte mi diye düşündüm. Genelde bu yaşlarda olan bir elektronik gtar,  yeni bir cep telefonu ya da gelecekte bir araba dilerdi. Ama ben. Evet ben sadece bu olayı sağ sağlim atlatmak istiyorum. Bu isteğim yeter ve artar bile. O gün ağlamaktan o kadar öyle bir yorgunluk düştü ki üstüme hemen uyudum.

Cuma günü sabahı okulda herkeste bir sevinç havası hakimdi. Sanki herkes benim üzüntümün tadını çıkarıyordu. Ne saçmalıyorum ben. Bugün Cuma. Neden sevinmesinler ki.

Açıkçası bugün her şey yolunda geçti. Allah'a şükür benim bu halime pek fazla tepki göstermediler de biraz rahat edebildim.

.......

Herkes okuldan ayrıldı ve ben yalnızlığıma yalnızlık katarak eve yürüdüm. Ailem benim bu durumumu tabii ki de görüyor, meraklanıyorlardı. Ama ben her zamanki gibi bir şey demiyordum. Ne diyebilirdim ki ? AMAN TANRIM!!?? Ben ne yapacağım... Bu bok çukurundan çıkmak için ne yapacağım ?

Saat oldu dokuz ama ben hala bir şey düşünemiyordum. Müzik dinlemekten başka bir şey yapamıyordum. Herhalde yarın dershanede sınıfın en köşesine gidip ders başlayana kadar kafamı sıraya gömecektim. Kimseyle iletişim kurmak istemiyordum.  Hele O'nla. Tamam yapacağım plan buydu -plan denebilirse-. 

Bari biraz kafamı toparlamak için klasik hayatıma dönecektim. Kulağımda müzikle online oyun oynama. Belki de her şeyden uzaklaşmak için...

......... 

Cuma günü

Evet günlerdir beklediğim gün geldi çattı. Kalbim yerinden fırlayacakmış gibi atıyordu. Otobüse binme, yürüme derken dershanedeydim. Dün düşündüğüm gibi sınıfın en arka köşesine geçtim kafamı sıraya dayadım. Kalbimin sesini ve titreşimini artık daha rahat duyabiliyordum. AMAN TANRIM!! Napacaktım. Arkadaşlarım tek tek geliyorlardı sınıfa. Şansıma sanki hepsinin benle işi varda tepeme üşüştüler. En iyisi konuşmak olacaktı. Belki dağılırlardı. Arkadaşlarla laflarken zil çaldı ardından O geldi. İnanamıyorum. Başımdan kaynar sular iniyordu. Dizlerimin bağı çözülmüştü. Onca olaydan sonra onu görünce içim ısınıyordu. Ben hala ondan hoşlanıyordum. Bana bakmıyordu ta ki sırasına yönelirken bana baktı. Fakat ben direk ondan gözlerimi çevirdim somurtkanlığıma döndüm. Soğukkanlılığım hala devam ediyordu....







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder